31. ONLİNE TABLO MÜZAYEDESİ 27 EYLÜL 2024 saat 21:00'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz.
21:02 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır.
Komisyon Oranı: % 10
ÜRÜNLERE %20 KATMA DEĞER VERGİSİ EKLENECEKTİR!!!
NOT: PEY SİLME, SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI veya ALIMDAN VAZGEÇME söz konusu değildir. ürünler olduğu hali ile satılmaktadır.
"ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 5 İŞ GÜNÜDÜR
Abidin DİNO(1913-1993)
Kağıt üzeri çini mürekkebi
26x20
Abidin DİNO(1913-1993)
1930’lu yılların başında Nazım Hikmet’in şiir ve oyun kitaplarına kapak desenleri çizerek sanata başlayan Dino, 1933 yılında “D Grubu”nun kurucuları arasında yer aldı.
Dino, 1934 yılında sinema öğrenimi görmek üzere Rusya’ya gitti ve üç yıl kaldı. Bu süre boyunca Leningrad’da Eisenstein ve Yutkeviç’in yanında makyajdan dekora, rejiden senaryoya tüm yönleriyle sinema eğitimi aldı. Yutkeviç’in yönettiği “Madenciler” filminde çalıştı. 1937’de II. Dünya Savaşı nedeniyle Sovyetler Birliği tüm yabancı öğrencileri geri gönderince Leningrad’dan ayrılmak zorunda kalan Dino, Sovyetler Birliğinden sonra Londra ve Paris’e gitti. Paris’te ressam ve dekoratör olarak film çalışmalarında bulundu. Gertrude Stein, Tristan Tzara, Sergei Eisentein, Andre Malraux ve Pablo Picasso gibi dönemin önde gelen sanatçılarıyla dostluklar kurdu. 1939’da Türkiye’ye dönen Abidin Dino, 1941de Yeniler Grubu’nun kurucu üyeleri arasında yer aldı. Çeşitli dergilerde çizgi ve yazılarıyla halktan yana, gerçekçi bir sanat görüşünü savunan Dino, çizgi ve desenlerin ön plana çıktığı resimlerinde işçi ve köylü tiplerini özgün bir üslupla işledi. Başlangıçta Picasso’nun etkisinde kalan sanatçı, daha sonraları yapıtlarında özgün ve yerel bir senteze ulaşmıştır. Yeniler Gurubu’nun Liman çevresindeki balıkçıları konu alan ilk sergisini açtığı 1941 yılında Abidin Dino, siyasi nedenlerle önce Mecitözü-Çorum’a, sonra Adana’ya sürgüne gönderildi. Adana’da Türk Sözü gazetesini yönetti. “Kel” adlı bir oyun yazdı, ancak oyun hemen toplatıldı. Çukurova’nın pamuk işçilerini konu alan resimler yaptı ve heykel ile ilgilenmeye başladı. 1952’de yurt dışına çıkış yasağı kalkınca kesin olarak Paris’e yerleşti. Fransa, Cezayir, Amerika gibi değişik ülkelerde sergiler açtı. Fransa Plastik Sanatlar Birliği onur başkanlığı ve New York Dünya Sanat Sergisi danışmanlığı gibi görevlerde bulundu. Türkiye'deki ilk kişisel sergisini 1969’da açarak Paris çalışmalarının bir bölümünü sergiledi. 1979 yılında Fransız Plastik Sanatlar Birliği’nin Onursal Başkanlığı’na seçildi, 1989’da Fransız Kültür Bakanlığı’nın Sanat ve Edebiyat Altın Şövalye Nişanı ile ödüllendirildi. Zaman zaman Türkiye’de kişisel sergiler açan Abidin Dino’nun sergileri arasında “Eller, Parmaklar, Acılar, Acayipler, Tedirginler, Domatesler” başlıklı sergisi (1984, İstanbul) ve “Bu Dünya Sergisi” (1987, İstanbul) vardır. El motiflerinden oluşan heykeli 1993”te Maçka'ya yerleştirilen sanatçı aynı yıl, “Biçimden Öte” ve “Acıyı Çizmek” adlı kitaplarını yayımladı.
Bu resimlere bakarken doğayı düşlemeyin.
Bu resimlere baktıktan sonra doğayı düşleyin.
Yalnız gözleriyle değil elleriyle gören ressamlar da vardır.
Abidin, onlardandır.
Bu nedenle olsa gerek sayısız el resmi çizmiştir. Ellerden hiç kurtulamamıştır.
Gören organın (elin) kendi kendini yaratması görünür kılması-
Abidin'in Anadolu dervişlerine olan tutkusunun, bunda bir payı olmalı.
Bu kez, bu resimlerde gören el göründüğü değil düşlediğini çiziyor.
Ama düş de görülür değil mi?
Coşkuyla yapılan resimler vardır.
Dalınçla yapılan resimler vardır.
Düşünceyle yapılan resimler vardır.
Düşleyerek yapılan resimler vardır.
Ressamın gözünü açıp yaptığı resimler vardır.
Ressamın gözünü kapayıp yaptığı resimler vardır.
Abidin'in resimleri tüm bunları kapsamak ister gibidir.
Ferit Edgü, Eylül 1989 Berlin
Abidin Dino, MD Galeri
"Gözün Belleği" yazısından:
... Abidin'in resimleri, daha az uçucu bir doğrudan, zaman ve mekân içinde ötelerden gelen ödünsüz ihtişamlarını seriyorlar ortaya. Çizmekten ve çoğaltmaktan hoşlandığı labirentlere bakılırsa, hiç kuşku yok ki bunlar çözümleri elimizde olmayan şifrelerle, anlamlarla yüklüdürler. Büyük bir istifin ortasına kondurulmuş yaralı, apaçık, geniş bir yarıktan. Eğer soyuttan salt düşünsel bir davranış anlaşılıyorsa, soyut kalmaları istenmiş nişan tahtalarından. Mavi bir gökyüzü dörtgeni üstüne açılan pencere ve mazgal deliklerinden. Özgürlük çağrısına yönelik açılan kıvrımlı, muhteşem kapılardan. Kimi surların tepesinde dalgalanan o küçük kızıl bayraktan. Renkler de bir şifreye ait olabilirler, perde perde kahverengi, ağır başlı, kesin sınırlı düzeylerden. Ama asıl bir ustalıkla bir boz-sarı, ya da turuncuyu patlatmasını biliyor bu komşuluk. Ve nasıl da insanlıktan yoksun bir dünyayı, mor ve pembeler sevecenlikle ılımlıyor. Fakat akla yakın olanla yetinmeli mi? Bu harika yapıların arkasında, coşkun bir sıcaklık, bir cana yakınlık sezinleniyor. Bu sadece bir varsayım. Yalanlasın bizi sanatçı bunu göze alıyorsa. (Jean-Marie Dunoyer, Le Monde, 4 Haziran 1977.)
Ziyad SULTANOV(1954-2024)
Tuval üzerine yağlı boya
80x60
Ziyad SULTANOV(1954-2024)
Ressam Ziyad Sultanov, Sanatçı 1959 yılında Bakü Azerbaycan,da doğdu. Çocuk yaşlarında resim yapmaya başladı. 1966-1974 yıllan arasında orta öğretimini tamamladı. Ailesinin de desteğiyle 1974 yıhnda Bakü'de ki Azim-Azimzade Resim okuluna girdi. Temel resim eğitimini 1978 yılında tamamladıktan sonra 1981 'de Nasrettin Tusi Azerbaycan Devlet Üniversitesi resim bölümüne girdi. Akademi tarafindan 1982'de St. Petersburg'a gönderildi iki yıl süre ile resim eğitimine bu şehirde devam etti.
St. Petersburg'da bulunduğu bu iki yıllık dönemde Hermitage müzesindeki İtalyan, Fransız, Hollandalı gibi büyük ustaların resimlerinin ve heykellerinin kopyalarını yaptı. Üniversitenin resim bölümünü 1986 yılında üstün başarı derecesiyle bitirdi. Diploma projesi ve yaptığı eserler üniversitenin özel koleksiyonuna alındı.
Sanatçı 1995 yılına kadar çalışmalarını Azerbaycan'da sürdürdü. Bu sırada yaptığı çalışmalar Moskova'da, St. Petersburg'da, Bakü'de ve Küba'da sergilendi. Eserleri Avrupa'nın bir çok sanat merkezinde sergilendi. Çeşitli karma sergilere katıldı.
1988 yılında Azerbaycan Ressamlar Birliği'nin ve Rus Ressamları Birlği'nin üyesi oldu. 1995 yılında İstanbul'a gelen sanatçı bu tarihi ve eşsiz güzellikteki şehrin birçok köşesini tuvaline aktardı. Yaptığı resimler büyük bir beğeni ile çeşitli sergilerde yer almaktadır.
Sanatçı İstanbul'un kendine özgü renklerini, canlı ışığını ve mevsimlerini büyük bir ustalık ve renk anlayışı içinde yorumlamaktadır. İstanbul'un halen bozulmamış eski sokakları, iskeleleri, evleri, minareleri ustalıkla tuvaline aktarması bize İstanbul'u daha çok sevdirmektedir.
Sanatçının eserleri Türkiye dışında birçok koleksiyoner ve resim severler tarafindan satın alınmış ve hak ettiği yeri bulmuştur. Özellikle İstanbul manzaraları, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve Almanya'da ki koleksiyonerler tarafindan ayrı bir önem kazanmıştır. Sultanov'un bir çok eseri özel müzayedelerde de resimseverlerle buluşmuştur.
Sultanov'un tüm çalışmalarındaki kurguların sağlamlığı, renklerin uyumu, fırça vuruşlarındaki teknik, ışığın yansıtılmasındaki büyük başarısı empresyonist ressamlar arasında sanatçıyı tartışmasız büyük usta olarak sivriltiyor.
Serhat DİKER(1965-)
Tuval üzerine yağlı boya
100x100
Serhat DİKER(1965-)
1965 yılında Yozgat’ta doğan sanatçı 1990 yılında G.Ü. Resim İş Eğitimi Bölümü’nden mezun oldu.
Kısa bir dönem MEB’e bağlı okullarda Resim-İş Eğitimi Öğretmenliği yaptı.
1995-2012 arası özel sektörde tanıtım/satış görevinde bulundu.
2012 yılında emekli oldu. Resim çalışmalarına 2012 yılında yeniden başladı.
Kaligrafik doku ve diğer resim ögeleri ile çalışmalar yapan sanatçı bu güne kadar 5 kişisel sergi açtı ve bir çok karma sergide yer aldı.
Çalışmalarına halen Ankara’da devam etmektedir.
Tanju DEMİRCİ(1961-2016)
Tuval üzerine yağlı boya
140x100
Tanju DEMİRCİ(1961-2016)
Tanju Demirci 1961 yılında Edirne Keşan’da doğdu. 1984 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünü bitirdi. Ertesi yıl 1.Tiglat Genç Ressamlar Yarışmasında ve İstanbul Üniversitesi, Gençlik Yılı Resim Yarışmasında birincilik ödülleri aldı. 1986 yılında da Yeni Asır Gazetesi tarafından düzenlene 6.Turgut Pura Vakfı Resim ve Heykel Yarışmasında, başarı ödülü aldı.
1984’da İtalya’ya giderek Roma, Floransa, Assisi ve Padova şehirlerinde mesleki araştırmalar yaptı
1986’da Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde, Prof. Devrim Erbil atölyesinde yüksek lisans öğrenimini tamamladı.
1988 yılında Almanya’nın Köln şehrinde sanatsal araştırmalar yaptı. Aynı yıl ilk kişisel sergisini İstanbul’daki Destek Reasurans Sanat Galerisinde gerçekleştirdi.
1988’de Esbank Yunus Emre 5. Resim Yarışmasında, 1990’da 11.Günümüz Sanatçıları İstanbul Sergisinde başarı ödülleri aldı. 1991’de 52. Devlet Resim ve Heykel Sergisi Resim Yarışmasında mansiyon ödülü aldı.
1991 yılında Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim ana dalında sanatta yeterlilik öğrenimini bitirdi.
Çeşitli koleksiyonlarda yapıtları bulunan sanatçı Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde uzun yıllar araştırma görevlisi olarak görev yaptı. Katıldığı karma sergilerin yanı sıra 1989’da Lami Sanat Galerisinde (İstanbul), 1991’de ve 1993’te Galeri Baldemde (İstanbul) üç adet kişisel sergi düzenledi.
8 Ağustos 2016 Pazartesi günü İstanbul’da vefat eden Tanju Demirci Karacaahmet Mezarlığına defnedildi.
İbrahim GÜNDEM(1987-)
Tuval üzerine yağlı boya
50x40
İbrahim GÜNDEM(1987-)
İbrahim Gündem 1987 yılında doğmuştur. Sanatçının sanata olan ilgisi ortaokul döneminde resim öğretmeni tarafından keşfedilmiştir. Sanatçının sanat ile buluşması atık malzeme olan karton (koli) üzerine yaptığı resimler ile başlamıştır. Sanatçının içinde bulunduğu ekonomik sıkıntı ve yoksulluk onu bu yola yönlendirmiştir. Sanatçı eğitim konusunda ailesinden destek görmesine rağmen resim eğitimi ve uğraşı konusunda tam bir destek görmemiştir. Resme olan ilgisi ve aşkı bütün engellere rağmen resim sanatını hayatında önemli bir yere yerleştirmiştir. Böylece resme olan ilgisi resmi onun hayatının odak noktası haline getirmiştir. Sanatçı ilk ve orta öğrenimini Van’da bitirdikten sonra yüksek öğrenim eğitimini Selçuk üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Resim İş Öğretmenliği bölümünden 2013 yılında mezun olmuştur. KARİYER BAŞLANGICI VE TARZI İbrahim Gündem kariyerine 2013 yılında başlamıştır. Sanatçı üniversite 4. sınıfta okumaktadır .Bu dönemde birçok ulusal resim yarışmasına katılmış ve birçok başarı elde etmiştir . Fakat resim çizgisinin belirginliğini gerçekleşmesi ve insanlar tarafından ilgi duyulduğu yıl 2021 yılı olmuştur. BAŞARILAR VE SERGİLER Sanatçı kariyeri boyunca sanat için verdiği mücadele ile birçok başarıya imza atmıştır. Ulusal anlamda birçok sanat etkinliğinde yer almıştır. Sanatçı beş kişisel sergi açmış ve uluslararası fuarlarda yer almıştır. Sanatçının birçok galeri ve müzayede evinde eserleri yerini almıştır. FUARLAR 2022 Art Ankara Çağdaş sanat fuarı 2023 İstanbul artcontac sanat fuarı SERGİLER IĞDIR HALK EĞİTİM MERKEZİ SERGİ SALONU 2015 VAN ATATÜRK SANAT GALERİSİ (İÇİMDEKİ BEN) 2020 VAN ÜVERCİNKA SANAT GALERİSİ( ASKIDA SU VE BOYA) 2021 VAN ATATÜRK SANAT GALERİSİ (BENİM DÜNYAM) 2023 YARIŞMALAR RH ART MAGAZİN YILIN GENÇ RESSAMI RESİM YARIŞMASI FİNALİST 2013 PEKER SANAT ÖDÜLLERİ RESİM YARIŞMASI SERGİLEME ÖDÜLÜ 2013 ÜMRANİYE BELEDİYESİ RESİM YARIŞMASI SERGİLEME ÖDÜLÜ 2013 9 .KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ RESİM YARIŞMASI SERGİLEME ÖDÜLÜ 2013 10 .KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ RESİM YARIŞMASI SERGİLEME ÖDÜLÜ 2013 PENDİK BELEDİYESİ PENDİK’TE ZAMAN KONULU RESİM YARIŞMASI SERGİLEME ÖDÜLÜ 2013 ŞEFİK BURSALI RESİM YARIŞMASI SERGİLEME ÖDÜLÜ 2023 BİR SERÜVEN OLARAK YALNIZLIĞIN ANATOMİSİ Sanat tarihi geçmiş ve gelecek izdüşümü incelendiğinde sanat birey ilişkisi ve etkileşimli durum bariz bir şekilde göze çarpmaktadır. Bu çerçevede sanatın insan için; insanın ise sanatı yaşama ve yayma ilişkisinin kuvvetli yapısını oluşturmaktadır. Sanat teriminin anlamı insanların kendini ifade etmek ve yaşantılarını bir sonraki nesle iletmek için kullandığı ve mağara duvarlarına çizilen argümanlarla başlamıştı. İnsanın doğadan bağımsızlaşması ve bununla birlikte güçlü bir yapıya bürünmesi ile estetik zevklerin başladığı görülmüştür. Fakat insan her ne kadar yaşamsal farklılığa kavuşmuş olsa da yine de içindeki duygu dünyasını yansıtma gereğini duymuştur. Böylece bir sorun olarak insan ; yine çözülmesi zor olan ve açıklanması gerekli olan bir insan faktörü ortaya çıkmıştır. Bu perspektif ile insan, içsel yapısını her an yansıtma gereğini duymuştur. Böylece ifade alanı olan; resim, müzik, edebiyat, tiyatro, sinema benzeri alanlar doğmuştur. Bu perspektif ile İbrahim Gündem’in resim anlayışını ele aldığımızda sanatçı duyguların sezgisel dışavurumculuk özelliğini çarpıcı bir şekilde ifade ettiğini görmekteyiz. Sanatçı kendi nezdinde tarzının bir duygusal dışavurumculuk özelliği olarak da vurgulamaktadır. Sanatçı içsel olarak birçok yaşantıyı içinde barındırmaktadır. Bunlar; dünyaya ilk göz açıp, hayatın sonuna kadar devam eden anılar ve anıların içinde hayat bulan yaşantılardır. Bu yaşantılar içerisinde birçok duygu yaşantısı oluşmaktadır. Bu yaşantı parçası olan yalnızlık faktörü sanatçının ilgi odağı olmuştur. Sanatçı insanların yalnızlığı her daim yaşadığı ve bu kıskaçtan kurtulmadığını dile getirmektedir. Fakat bu yalnızlık ,sanatçı için zevk alınması gereken ve yalnızlığın doruğuna kadar yaşanması gerektiğini, bunu insanın içsel dünyasında olumlu bir faktör olduğunu ifade etmektedir. İbrahim Gündem iç yaşantıları renklerin psikolojik etkileri ile birlikte vermeye çalışmaktadır. İnsanların iç dünyasındaki derin yaşantıları renklerin kullanımlarıyla ortaya sermektedir. Bunu yansıtırken de imgelerden yararlanmaktadır. İmgeler resimlerini adeta yaşam kaynağı ve tamamlayıcı unsur olarak durmaktadır. Kompozisyonlarında yerleştirdiği her imgenin insanın içsel dünyasındaki yalnızlık faktörünün adeta tanımı olarak durmaktadır. Sanatçının sezgisel olarak ortaya çıkardığı eserlerde yalnızlık duygusunun hava hareketlerinin yarattığı kompozisyonel etkilerin ortaya çıkmasında etkili olduğunu belirtmiş ve insanı o içsel dünyaya çekmeyi başarmıştır. Gündem yalnızlık konusunu işlerken daha farklı bir dünya düşlemektedir. Çünkü yaşadığı Dünya üzerinde zaman dilimi içerisinde anıların (yaşantı) içinde buhranlar yaşadığını ifade etmektedir. Bilinçaltında kalan her tortunun insan yaşamında tekrar edilebilir özelliğinin olduğunu ve bunun insanın iç yapısını derinden etkilediğini ifade etmektedir. Bu yaşantıların (anı) birçoğu psikolojik sıkıntılara yol açarken, bir kısmı da sadece yaşanan anları hatırlamaktan ibarettir. Sanatçı zaman içerisinde bilinçaltındaki korkuların dışa yansımasıyla büyük bir monofobik sorun ile karşı karşıya kalınması ile ruh yapısındaki tahribatların şiddetini vurgulamıştır. İşte sanatçının hem beden hem ruha ağır gelen dürtülerin yaşanması gerektiğini ve zevk olgusu haline gelmesini kompozisyonlarında işlemiştir. Gündem’in kompozisyonlarındaki imgeler ( tren, ev, elektrik telleri ) bu yalnızlık şemasının ana unsurlarını oluşturmaktadır. Belirttiği imgeleri psikolojik anlamları olan ve içerisinde duygusal anları barındıran hava perspektiflerini yerleştirmiştir. Gündem oluşturduğu resmin insan psikolojisinde büyük bir anlam kazandığı ve izleyiciyi resmin derinliklerine çektiğini düşünmektedir. Sanatçı tren imgesi ile zaman kavramını, ev (kulübe) imgesini; yalnız bir insan olarak ve elektrik tellerini ise geçen zaman içerisinde insan yapısının yaşadığı tüm duygusal bağlar olarak tanımlamıştır. Sanatçı ortaya çıkardığı eserler ile insan psikolojisine dokunduğunu ve bir psikiyatrist titizliği ile eserleri izleyicilerin duygularını sezerek resmetmiştir. Böylece çıkan eserlerin tamamı sezgisel ve duygusal bağlarla ortaya çıkmaktadır. Çizim öncesi herhangi bir planlama eserlerde mevcut değildir. Renkler hırçın ve bir o kadar da duygusal izlenimler vermektedir. Eserlerdeki renk perspektifi ise çarpıcı bir şekilde yansıtılmıştır. Bir diğer husus olan kompozisyonel perspektif ise yerli yerinde kullanılmıştır. Sanatçı yalnızlığın anatomisi ile yalnız bir insanın adeta ruhsal tomografisini çekmiştir.
Mustafa DELİOĞLU(1946-)
Karton üzerine yağlı boya
25x20
Mustafa DELİOĞLU(1946-)
1946'da Erzincan'da doğdu.
Çocukluğunda sanatla tanışması daha ilk andan itibaren sonsuz bir tutkuya ve yolculuğa dönüştü. Kendi tarzını yarattı ve bugüne kadar ısrarla savundu. Doğu ve Batı sanatlarını kendine özgü üslubuyla birleştirdi.
Sanatı, fikirlerini ve kendi varlığını ortaya çıkarmanın nedeni ve aracı olarak gördü. Bu düşünce, sanatçıyı sürekli deneylerle sanatını yenileme döngüsüne sokar, böylece üslubunun tazelenmesi ve sürekli yaratma eylemi sağlanır. Sanatsal imzasından kopmadan, yenilikçi ve şaşırtıcı çalışmaların kapısını araladı. Sanata çağdaş yorumlar getiren eserler yarattı ancak sanatın geleneksel değerlerine asla sırtını dönmedi.
Eserleri çeşitli kişisel ve karma sergilerde sanatseverlerle buluştu. Sanatçının illüstrasyon alanında da çok sayıda ödülü var ve çalışmaları binden fazla kitapta yayınlandı.
Sanatın fikir, deneyim ve tekniğin mükemmel birleşimi olduğuna inanan sanatçı İstanbul'da yaşıyor.
Neriman OYMAN(1965-)
Kağıt üzerine fine art - yağlı boya
45x55
Neriman Oyman (d. 1965, İstanbul), Türk bir ressamdır.
1990-1992 yılları arasında Avni Memedoğlu Atölyesi'nde çalışmalarını sürdürmüş Türk ressam. 1992 yılından bu yana Asmalımescit'teki atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Kişisel sergileri ile yurtdışına 400'den fazla resim taşıdı, 30'dan fazla kişisel sergi düzenledi. Resmi yaşam biçimi olarak tanımlayan ressam, dışavurumcu tarzda, fantastik nitelikli resimler yapar. Düşüncelerinin resmini yaptığını ifade etmektedir.
Haluk EVİTAN (1952-)
Tuval üzerine akrilik boya
75x50
Haluk EVİTAN (1952-)
1952 yılında İzmit’te doğmuştur. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde yüksek lisansını tamamlamıştır.
1983 yılından itibaren çalışmalarını profesyonel olarak sürdüren sanatçı 40’ı aşkın kişisel sergi gerçekleştirmiştir.
Kompozisyonlarını kendi özgün soyut formları ile oluşturan Evitan’ın yapıtlarında geometrik unsurlar belirgin olarak görülmektedir. Genellikle spontane çalışan sanatçı, insanın iç dünyası ile ilgilenir ve bu yönde hareket noktaları oluşturur.
Şimdilerde çalışmalarını Ankara’daki atölyesinde sürdürmekte ve aynı zamanda Atılım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde sulu boya teknikleri üzerine ders vermektedir.
Sertap YEĞİN(1974-)
Tuval üzeri yağlı boya
25x25
Sertap YEĞİN(1974-)
Sertap YEĞİN 1974 Erzurum’da doğdu. 1999 Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. 2003 Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde Yüksek Lisans programını tamamladı. 2018 Odd Nerdrum’un asistanlığını yaptı. Halen çalışmalarını Bursa’da ki atölyesinde sürdürmekte olup Galeri Soyut tarafından temsil edilmektedir. Sanatçı, ulusal ve uluslararası çalıştaylarda ve karma sergilerde yer almıştır.
Basri ERDEM(1948-)
Tuval üzeri yağlı boya
50x60
Basri ERDEM(1948-)
1948 Lüleburgaz- Akçaköy doğumlu olan sanatçı, ilköğreniminin ardından, girdiği altı yıllık Kepirtepe İlköğretmen Okulu’nun sınavını kazanarak yatılı okuma hakkını elde etti. Okula kaydını yaptırarak; üç yıl boyunca öğrenim gördü. Öğretmen okullarının güzel uygulamalarından biri olan yeteneğe yönlendirme uygulamasından yararlanarak öğretmen okulunun üçüncü sınıfından dördüncü sınıfa geçerken; ders notlarının aritmetik ortalamasının yüksek oluşuna paralel resim yeteneğinin öğretmenleri tarafından keşfi ile 1963 yılında yetenek sınavıyla İstanbul Ortaköy İlköğretmen Okulu resim seminerine girdi. Kültür ve pedagojik derslerinin yanı sıra ağırlıklı olarak haftada sekiz saat da resim derslerinde temel sanat eğitimi aldı. 1966 yılında sınıf öğretmeni olarak mezun olan Erdem, bir yıl ilkokullarda sınıf öğretmenliği yaptı.
Almış olduğu sanat eğitiminin dürtüsü ile şimdiki adı Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi olan dönemin İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nün uygulamalı yetenek sınavını kazanarak 1967 yılında bölüme kaydını yaptırdı. Yatılı öğrencilik yıllarında Ziya Mayadağ, Selahattin Taran, İlhami Demirci, Malik Aksel, Osman Zeki Çakalo ve Süleyman Saim Tekcan gibi birbirinden değerli sanat eğitimcileri ve sanatçılardan dersler aldı. Üç yıl gördüğü resim eğitiminin ardından resim öğretmeni olarak mezun olup; 1970 yılından 1974 yılına kadar Urfa Kız İlköğretmen Okulu’nda resim öğretmenliği yaptı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim enstitülerine eleman kazandırmak amacıyla açmış olduğu sınavı başararak; 1974 yılında İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü, Grafik Dalı öğretmenliğine atandı. Altı yıl sonra Atatürk Yüksek Öğretmen Okulu öğretmenliğine atanan Basri Erdem, 1985 yılında Marmara Üniversitesi’nde Lisans tamamladı.
Doktoraya eşdeğer Sanatta yeterlik unvanını 1986’da alan sanatçı, 1. Asya Avrupa Bienali’ne katıldı. 1987 yılında Doçent 1997 yılında da Profesör oldu. Yurt dışında çeşitli sanat etkinliklerine katılarak eserleri sergilenen Erdem, 2007 yılına kadar Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra, kendi isteği ile emekli oldu. Fevziye Mektepleri Vakfı üniversitesi olan Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Tasarım Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yaptıktan sonra özellikle gerçekleştirmek istediği müze ve atölyeler oluşturmak amacıyla Akademik yaşamına nokta koydu.
Tanınmış sanat galerilerinde 20’üzerinde kişisel sergi açan akademisyen sanatçının, yurtiçi ve yurtdışında bir çok müze ve koleksiyonda eserleri bulunuyor.
Halen doğduğu Akçaköy’e kurduğu sanat evi ve İstanbul Maltepe’de kendi olanaklarıyla kurduğu uluslararası sanat atölyelerinde çalışmalarına devam etmektedir
Hasan Basri İNAN(1992-)
Tuval üzeri karışık teknik
Çap:130
Hasan Basri İNAN(1992-)
Hasan Basri İNAN 1992 yılında Malatya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Mersin’de tamamladı. 2011 yılında Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne dereceyle girdi. 2015 yılında Seramik Bölüm birincisi ve Güzel Sanatlar Fakülte ikincisi olarak mezun oldu. 2015 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, Seramik Bölümü, Yüksek Lisans Programını 1.lik ile kazandı. 2011 yılından beri, Ressam Ahmet YEŞİL‘den gerekli resim eğitimini almaya devam ediyor. Türkiye Seramik Derneği ve Seramik Sanatı Eğitimi Ve Değişimi Derneği üyesidir. 6 kişisel, 40’dan fazla karma sergi, 10’dan fazla ulusal ve uluslararası jürili sergiler, Workshoplar, Sempozyumlar ve Çeşitli Etkinliklerde yer aldı. 5 Ulusal, 5 Uluslararası ödülü vardır. 2018 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Seramik Bölümü Tezli – Yüksek Lisans Programını tamamlayan sanatçı, çalışmalarını Mersin’deki atölyesinde sürdürmektedir.
Sabri AKÇA(1936-2022)
Kağıt üzeri yağlı boya
37x58
Sabri AKÇA(1936-2022)
1936 yılında Eskişehir'in Seyitgazi ilçesi Sancar köyünde dünyaya geldi. 1948 yılında Çifteler Köy Enstitüsü'nü (Hamidiye Yerleşkesi) bitirdi. 1951 yılında yetenek sınavını kazanarak İstanbul Çapa Resim Bölümü’ne başlayan sanatçı, bu hadiseyi şu şekilde anlatmaktadır: “Bir şans doğdu. İstanbul’da, Çapa Resim Bölümü, bütün yetenekli çocukları alıyormuş. Ben de o sınava girdim ve kazandım.” Burada Hasan Kavruk ve İlhami Demirci ile çalışan Akça, Selahattin Taran'ın yanında eğitimini sürdürdü.
Daha sonra Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’ne devam etmiş ve 1957 yılında mezun olmuştur. Kastamonu’da ve Yozgat Akdağmadeni Lisesi’nde 10 yıl resim öğretmenliği yapmıştır. O yıllarını “O zamanlar Güzel Sanatlar Akademisi’ne 35 öğrenci alıyorlardı, ben 15 kişi okutuyordum, 15’i de Akademi’yi kazandı. Dolayısıyla da okuldan ayrılmam çok güç oldu; çünkü orada herkes beni çok sevmiş, çok benimsemişlerdi.” sözleriyle anmaktadır.
Çok sevdiği resim öğretmenliğine Kastamonu'da başlayan Akça, Yozgat’taki öğretmenliği sırasında da birçok sanatçı yetişmesinde büyük rol oynadı. Bu liseden sonra Şereflikoçhisar Lisesi, Aydınlıkevler Lisesi, 1978 yılında da Gazi Üniversitesi’ne geçti. 1978 yılında, mezun olduğu Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümüne hoca olarak geri dönmüş oldu ve ülkemize aralarından birçok ressamın da yer aldığı resim öğretmenleri yetiştirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1939 yılından beri gerçekleştirilmekte olan Devlet Resim ve Heykel Yarışmalarına henüz öğrenciyken katılmaya başlayan katılan sanatçı, 41. DRHY’de “Mutluluk Ortamı” eseri ile Ödüle layık görülmüş, 42. DRHY’de “Bizim Doğa”, 43. DRHY’de “Doğam”, 44. DRHY’de “Höyüklü Köy”, 45. DRHY’de “Sıcak Ağaçlar” ve 46. Devlet Resim ve Heykel Yarışması’nda “Yarım Kalan Beste İçin” eserleriyle sergileme almıştır.
İlk kişisel sergisini 1982 yılında açan Sabri Akça’ya 1984 yılında Kültür Bakanlığı tarafından “Sanata Hizmet Takdirnamesi” verilmiştir. Ayrıca Avrupa, Amerika ve Türkiye'de özel koleksiyonlarda eserleri ve çok sayıda ödülleri bulunmaktadır. 1984 yılına kadar Gazi Üniversitesi’nde görev yapan sanatçı, emekli olduktan sonra sanatsal çalışmalarını sürdürmüştür.
Sabri Akça bir söyleşide “Kar resimleri yapma nedenim de çocukluk yıllarıma dayanır. Yazın o kadar çok ırgatlık yapardım ki; çok yorulur ve kışı beklerdim. ‘Kar yağsa da artık ırgatlık yapmasam, dinlensem’ diye. Kar resimlerim kış özlemimdendir.” diyerek kış manzaralarının kişisel yaşamındaki yerine değinmiştir. “Kış resimlerimde; yürüyen, duran kadın figürleri görürsünüz. Onu da annem olarak düşünürüm hep. Diğerlerini de teyzelerim, halalarım, bana yardım edenler diye düşünürüm. Onları koyarken, sanki annemle diyaloğa geçiyormuşum gibi hissediyorum. Benim için çok özeller.”
Sanatsal yaşam çizgisinde köy enstitüsünde geçirdiği yılları ayrı bir yere koyan sanatçı, bu dönemini “Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsüne girmek hayatımın en önemli başlangıcıdır. Orada bölüm seçerken hemen resim öğretmeninin arkasına geçtiğimde cebimde kömür parçaları vardı. Beyaz badanalı köy odalarının duvarlarına hayvan figürleri, av manzaraları yapmak en büyük tutkumdu zira. Okulda ceza alan çocukların deforme, komik resimlerini yapardım, yaptığım şeylerin karikatür olduğunu çok sonra öğrendim” sözleriyle anlatmaktadır.
Suluboya ve yağlıboya tekniğinde yaptığı, sert ve hızlı fırça kullanımıyla uzaktan geniş açıyla ele aldığı eserleri dikkati çeker. Ona göre “Bir sanatın evrensel olabilmesi için, önce yöresel olması gerekir. Ondan sonra millî olur ve nihayet evrenselleşir. Anadolu baştan ayağa büyük bir tablodur. Önce kendi topraklarımızı anlatmamız gerekir.”
Eserleriyle ve yetiştirdiği öğrencileriyle Türk resminde ayrıcalıklı bir yeri olan duayen sanatçı Sabri Akça, 8 Temmuz 2022 günü 86 yaşında Ankara’da hayata gözlerini kapamıştır.
PERTEV BOYAR(1887-1981)
Duralit üzerine yağlı boya
30x40
Türk Ressam Pertev Boyar 1897 yılında doğdu.
İlk ve Orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra I. Dünya savaşı sırasında Harbiye’yi bitirmeden orduya katılan Boyar, çeşitli hizmetlerde bulunmuştur. Kuleli Askeri Lisesi’nde okurken Sami Yetik‘ten aldığı derslerle sanat hayatına başladı.
Yoğun askerlik hayatında 1930-1932 yıllarında Akademi’ye dışarıdan devam ederek İbrahim Çallı atölyesinde sanat bilgisini geliştirdi. Ancak bu ilgisini, İstanbul dışındaki görevleri nedeniyle sürdüremedi.
Ankara’da kaldığı yıllarda Emekli Subay Ressamlar Birliği’nin genel sekreterliğini yaptı. Ayrıca burada Halkevi sergilerine ve devlet sergilerine katıldı. Peyzaj ve natürmort türünde yoğunlaşan resimleri ile asker ressamlar kuşağının sanat anlayışı kapsamında, klasik-izlenimci çizgide yer almaktadır. 1981 yılında öldü.
Topografya ve resim sanatı konularını içeren kitapları vardır. 1948 yılında Ankara’da basılan “Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Devletlerinde Türk Ressamları, Hayatları, Eserleri” isimli eseri, Çağdaş Türk sanatı için temel kaynak kitaplar arasında yer alır.
Lütfü GÜNAY(1924-2020)
Tuval üzeri yağlı boya
50x70
Lütfü Günay (d. 1924 Çanakkale ö. 12 Kasım 2020[1]Ankara) Ressam ve Sanat Eğitimcisi.
İlk orta ve lise öğrenimini doğum yeri olan Çanakkale’de tamamladı. Ardından şimdiki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan dönemin Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’nün sınavlarını kazanarak Zeki Kocamemi’nin öğrencisi oldu. Kocamemi’nin atölyesinde 1944 yılında başlayan resim eğitimi 1949 yılına kadar sürdü. 1949 yılında Akademi’den mezun oldu. Mezuniyetinden iki yıl sonra Ankara’ya taşındı. Türk Amerikan Derneğin’de amatör genç ressamlardan oluşan kursiyerlerin resim kurslarını yönetti. Bu arada resim çalışmalarının yanı sıra dernek düzeyinde sanatçı örgütlerinin kurucu üyeliklerinde bulunarak oluşmalarına önemli katkılar sağladı.
Mehmet GÜRELİ(1949-)
Tuval üzeri sulu boya
35x25
Lütfü Günay (d. 1924 Çanakkale ö. 12 Kasım 2020[1]Ankara) Ressam ve Sanat Eğitimcisi.
İlk orta ve lise öğrenimini doğum yeri olan Çanakkale’de tamamladı. Ardından şimdiki adı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olan dönemin Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’nün sınavlarını kazanarak Zeki Kocamemi’nin öğrencisi oldu. Kocamemi’nin atölyesinde 1944 yılında başlayan resim eğitimi 1949 yılına kadar sürdü. 1949 yılında Akademi’den mezun oldu. Mezuniyetinden iki yıl sonra Ankara’ya taşındı. Türk Amerikan Derneğin’de amatör genç ressamlardan oluşan kursiyerlerin resim kurslarını yönetti. Bu arada resim çalışmalarının yanı sıra dernek düzeyinde sanatçı örgütlerinin kurucu üyeliklerinde bulunarak oluşmalarına önemli katkılar sağladı.
Cemal TOY(1969-)
Tuval üzerine yağlı boya
35x25
Cemal TOY(1969-)
1969 yılında Kütahya’da doğdu. 1991 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünden mezun oldu. Cemal Toy yurt içi ve yurt dışında birçok karma ve kişisel sergiye katıldı.
Resimlerinde bütün bir insanlık macerasının; yok olmuş veya olmaya yüz tutmuş kültürlerin sembolleriyle işaret ettiği gerçekliğinin izini sürdürmüştür.
İstanbul’un dünden bugüne kültürel dokusunu resimlerinde geleneksel ve modern bir üslupla yansıtıyor.
Sami KURT(1994-)
Tuval üzerine yağlı boya
40x40
Sami KURT(1994-)
Sami KURT 1994 yılında Bursa’da doğdu.2012 yılında Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesinden
mezun oldu.2012 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim bölümünü kazandı ve bu süreçte 2 nolu Kemal İskender Atölyesi Eğitmenliğinde öğrenimini sürdürdü. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinden 2019 yılında mezun oldu. Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Formasyon Bölümü'nde Pedagojik Formasyon Sertifika Programını tamamladı. Çalışmalarına Bursa'da ki atölyesinde devam etmektedir.
Süleyman Saim TEKCAN(1940-)
Gravür baskı
E/A
2013
55x40
Süleyman Saim TEKCAN(1940-)
1940 Trabzon’da doğdu.
1960-1961 Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümünden mezun oldu.
1963 Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümünden lisans diploması aldı.
İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Üniversitesi) Resim Bölümünden lisans ve
Mimar Sinan Üniversitesinde Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Sanatta Yeterlilik eğitimini tamamladı.
1964-1965 Işık Lisesi Müdür Yardımcılığı
1968-1975 Atatürk Eğitim Fakültesi’nde eğitim görevlisi olarak çalıştı.
1970-1971 Almanya’da baskı eğitimi üzerine araştırmalarda bulundu.
1975 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim kadrosuna girdi.
1985 Profesör oldu ve aynı yıl Grafik Sanat Dalı Başkanlığı görevine atandı.
1987 Yugoslavya’da Sarajevo Sanat Akademisi’nde iki aylık özgün baskı semineri
1991 Ankara’da Bilkent üniversitesi’nde Özgün Baskı Semineri gibi çalışmalar yaptı.
1991 Almanya’da, Bonn’da Türk Grafik Sanatı’nda 12 Sanatçı ve Çağdaş Türk Resmi’nden Bir Kesit başlıklı iki ayrı konferans verdi.
1994-1995 Mimar Sinan Üniversitesi Dekanlık görevini, Grafik Bölümü Başkanlığı ile beraber yürüttü.
1996 Büyükada’da eğitime başlayan Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kurdu ve ilk eğitim yılı süresince Dekanlık görevini yürüttü.
2006 İMOGA-İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi Kurucu Yönetim Kurulu Başkanlığı
2007 Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kurucu Dekanlığı
2008 1.Uluslararası Özgün Baskıresim Bienali Jüri Üyeliği
Hayati MİSMAN
Gravür baskı
E/A
1998
40x35
Hayati MİSMAN(1945-)
1945 yılında Konya’da doğdu. 1961-1964 yılları arasında Konya Akşehir Öğretmen Okulu’nda öğrenim gördü. 1964-1965 yıllarında Erzincan Tercan’da ilkokul öğretmenliği yaptı. 1965-1968 yılları arasında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Eğitimi Bölümü’nde öğrenim gördü. 1970-1975 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’ndan aldığı bursla Almanya’ya gönderildi ve Kassel Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde “Graphic Design” alanında ihtisas yaptı. 1975 yılında yurda döndü ve Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Eğitimi Bölümü’nde göreve başladı. 1984 yılında aynı üniversitede sanatta yeterliliğini, 1987 yılında da doçentliğini aldı. 1987-2001 yılları arasında Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde öğretim üyeliği yaptı. 2001 yılında Hacettepe Üniversitesi’ne geçerek profesör oldu. Halen bu üniversitede görevine devam etmektedir.
Meryem CAVGA AKKAYA(1973-)
Tuval üzeri yağlı boya
130x65
Meryem CAVGA AKKAYA(1973-)
1973 Gümüşhane’ de doğdu. İlk orta ve liseyi Samsun’ da okudu. 1995 yılında Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Resim İş Bölümün’ den mezun oldu. Aynı yıl öğretmen olarak atandı. 11 karma resim sergisine katıldı, 3 kişisel resim sergisi açtı
Şahin PAKSOY(1952-)
Tuval üzerine yağlı boya
50x70
Şahin PAKSOY(1952-)
Önemsiz insanların önemli ressamı olarak anılan 1952 doğumlu Şahin Paksoy, küçüklüğünden beri resim sanatıyla ilgilenmesine rağmen sanat öğrenimine 1973-1980 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde seramik eğitimi ile başlamıştır. 1980 yılında, öğrenciliğine devam ederken açtığı ilk sergisinden itibaren yurtiçi ve yurtdışında birçok karma ve solo sergilere katılmıştır. Son kişisel sergisini 2013 yılında gerçekleştiren sanatçı, son zamanlarda koleksiyonerliğe ağırlık vermiştir.
Osmanlı’nın minyatür sanatı, Bizans ikonaları ve Selçuklu halıları gibi geleneksel ögelerden esinlenen Paksoy, gündelik yaşamında karşısına çıkan insanları konu alır. İnsan figürlerinin ön plana çıktığı eserlerinde; kendine has bir dil oluşturarak çoğu zaman geleneksel Anadolu insanının yaşam tarzı ve değerlerini, izlenimlerini duyguları ile harmanlayarak yarattığı kendine özgü diliyle bir öykü anlatmak istercesine resmeder. Yağlı boya kullandığı resimlerindeki figürlerden yola çıkarak figüratif heykeller de yapan sanatçının son ürettiği eserler arasında soyut çalışmalar de yer alıyor.
Nurhayat ALTUNCUOĞLU(1959-)
Tuval üzerine yağlı boya
70x50
Nurhayat ALTUNCUOĞLU(1959-)
1959 yılında İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümünden mezun oldu. Hüsamettin Koçan ve Mustafa Pilevneli atölyelerinde çalıştı.
Yaşadığımız dünyanın katmanları arasında paralel mekanlar ve olaylar aracılığı ile hayal gücü ve gerçekler arasında sınırdan beslenerek görünenin ardındaki görünmeyen büyülü tarih yansıtma fikri vardır.
Son dönem işlerinde mühürler kullanmakta, geçmişten günümüze önemli olaylara tanıklık yapmış tarihten alıntılar ve son yüzyılın teknolojik buluşları (örneğin internet, viza) ile toplumların dünyaya bakış açısının ne kadar değiştiğini ifade etmekte. Ayrıca eserlerinde felsefe yaparak, ironik ve biraz nüktedan göndermeleriyle mesaj vererek gizemli bir dünyaya izleyiciyi sürüklemekte. Kendi bulduğu teknik ile tuval üzerinde yağlı boya kullanarak altın varak etkisinde pırıltılar oluşturmakta. Çağdaş yorumlar ve geometrik formlar içerisinde kendine özgü lambiri gibi dikey katmanlar ve yelpazeye benzer daireler ile farklı bir imge yaratmaktadır.
On beş adet kişisel, elli adet karma sergiye katılmıştır. Yurt içi ve yurt dışında birçok eseri bulunmakta. Çalışmalarına İstanbul’daki atölyesinde devam etmektedir.
Adnan VARINCA
Malta Erikleri, Eczacıbaşı Koleksiyonu'ndan seramik üzerine baskı, 30 x 42 cm
Cihat BURAK
Askerlik Hatırası, Eczacıbaşı Koleksiyonu'ndan seramik üzerine baskı, 41 x 27 cm
Adnan ÇOKER
Magenta Kare, Eczacıbaşı Koleksiyonu'ndan seramik üzerine baskı, 29.5 x 29.5 cm